Omurga rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan ve bir zamanlar tanesi bin 250 dolardan yurt dışından satın alınan akıllı omurga vidaları artık Manisa'da üretilerek bugün dünyanın dört bir yanına ihracatı gerçekleştiriliyor.
Tamamen yerli ve milli sermaye ile üretimi yapılan akıllı omurga
vidalarıyla ameliyatlarda yakalanan klinik başarı taleplerin de hızla
artmasını sağlıyor.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir
Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cüneyt Temiz tarafından
omurga rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılmak üzere 2014 yılında
geliştirilen ve patenti alınan akıllı omurga vidaları, bilim ve
sanayinin bir araya gelmesiyle daha da geliştirilerek bugün başta Avrupa
ülkeleri olmak çok sayıda ülkeye ihracatı yapılıyor.
Üniversite sanayi işbirliğiyle başlayan, teknoloji geliştirme
bölgelerinde geliştirilen ve klinik çalışmaları tamamlanan elastik rod
ve elastik vidaların seri üretimi Manisa Organize Sanayi Bölgesinde
gerçekleştiriliyor.
Elastik çubuklar geliştirildi
Akıllı omurga vidasının ardından geliştirdikleri elastik
çubuklarla omurgada hareket kabiliyetinin yeniden sağlandığına dikkat
çeken Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir
Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cüneyt Temiz, "Daha
önce kullandığımız transpediküler vida yani omura arkadan iki tane vida
koyuyoruz ama aralarını artık sert çubuklarla birleştirmiyoruz.
Aralarını artık elastik çubuklarla birleştiriyoruz. Bunun gevşekliğini
ve esnekliğini ayarlayabiliyoruz. Hastadan hastaya değişecek şekilde
ayarlayabiliyoruz. Cerrahide ve tıpta kişiden kişiye çok şey fark
ediyor. Artık biz hasta başına önceden yaptığımız ölçümlerle her hasta
için özel bir implant özel bir cihaz tasarlama aşamasındayız. Zaten
elastik rodun yaptığı en önemli şeylerden biri de bu. Hastaya özel
implant. Omurga cerrahisinde transpediküler vida rod stabilizasyonu
dediğimiz bütün dünyanın kullandığı bir cerrahi yöntem var. Bu yöntem
aslında omurga cerrahisinin temelini oluşturan yöntemlerden bir tanesi.
Bu cerrahi yöntemde kullandığımız cihazlardan kaynaklı bazı sıkıntılar
gördük. Bu uzun yıllardan beri gelen tecrübelerden de kaynaklanıyor. Bu
sıkıntılardan en önemlisi vidaları koyduktan sonra arkadan iki vidayı
birleştiren rodlarda yani çubuklarda rijit rodlar kullanıyoruz yani
sert, eğilemeyen rodlar kullanıyoruz. Bu rodlar hastalıklı bölgenin
iyileşmesi amacıyla sabitlenmesini sağlıyor ama omurganın o segmentinin
hareketini kaybediyoruz. Bu iki önemli olaya neden oluyor. Birincisi
hastanın yaşam kalitesinde, yaşam konforunda ciddi bir düşme oluyor.
İkincisi o bölgeyi sabitlediğimiz için bir üstteki omurga bölgesine bu
kez hareket fazla biniyor, yük yoğunlaşması oluyor ve o bölgedeki
bozulma hızlanıyor. Yani hastalar bir süre sonra yeniden ameliyat olmak
zorunda kalıyor. Elastik rod temel olarak bunun için geliştirildi. Yani
hem omurgada oluşan segmental patolojiyi tedavi edelim hem de omurganın
hareketini istediğimiz kadar ayarlayalım ve hastanın yaşam konforu hem
daha iyi olsun ameliyat sonrası hem tekrar ameliyat olmasına gerek
kalmasın hem de bir üst segmentte yeniden yeni ameliyatlar gerektirecek
sıkıntılar ortaya çıkmasın diye geliştirildi." dedi.
"Teknoparklar bilim ve sanayiyi birleştirdi"
İthal edilen bir ürünün artık ihraç edilir bir noktaya gelmesinde
en önemli unsurların başında Yüksek Teknoloji Bölgeleri Kanunları, AR-GE
Kanunları ve genelgelerinin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Temiz, "Bu
genelgelerden sonra yüksek teknoloji geliştirme bölgeleri kuruldu,
teknoparklar kuruldu. Mesela benim şirketim de İzmir Yüksek Teknoloji
Teknoparkında yer alıyor. Biz ondan sonra teknoparkların bize yaptığı
programlarla ve sunduğu olanaklarla sanayicilerle bir araya gelmeye
başladık. Her bölümden insanlarla bir araya gelmeye başladık. Bu beyin
fırtınası tetikliyor ve ben bildiğimi ona aktarıyorum o bildiğini bana
aktarıyor. Sonuçta bir ekip çalışmasını oluşturdu. Bence sanayiyle
üniversitenin veya sanayiyle bilimin ortaklaşa toplandığı ve işbirliği
yaptığı yer teknoparklar oldu" diye konuştu.
Şu ana kadar ellerinde 6 yıllık sonuçlar olduğunu kaydeden Prof.
Dr. Temiz, 6 yıllık sonuçlarda normal rijit rodlara göre çok daha yüksek
bir başarı oranına sahip olduklarını ve yakında bununla ilgili bilimsel
yayınının da çıkacağını söyledi.
"Tanesi bin 250 dolardı"
Bundan 15 yıl önce omurga vidalarının tamamen yurt dışından alındığına dikkat çeken Prof. Dr. Temiz şunları söyledi:
"Türkiye'de bunlar yoktu. Bundan 15 yıl öncesine bakarsak aslında
Türkiye'de omurga vidası implant bile üretilemiyordu. Eskiden yaptığımız
bu ameliyatlarda bu vidaların tanesini yurt dışından bin 250 dolara
ithal ediyorduk. Neden, çünkü Türkiye?de yapılamıyordu. Şu anda öyle bir
hale geldik ki çok daha yüksek teknoloji ve patenti kendimize ait
ürünleri Türkiye'de üretiyoruz ve yurt dışına ihraç ediyoruz. Artık yurt
dışına bunlar için patent ücreti, telif ücreti ödemiyoruz. Tam tersine
artık onlar bize ödüyorlar."
"Son 3 yıldır seri üretim yapılıyor"
Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve tıbbi cihaz üretimi
gerçekleştiren firmanın Genel Koordinatörü Makine Yüksek Mühendisi Burak
Tülü ise, "Bu sadece 3-4 yıllık bir üretimsel AR-GE, teknoloji
geliştirme bölgelerinde başlayan daha sonrasında bir takım test
numuneleri üreterek ortaya çıkarttığımız ve test sonuçları olumlu
gelmesinin ardından belgelendirme ve ruhsatlandırma sonrası piyasaya arz
ettiğimiz bir ürün. Birçok disiplinler arası çalışma mevcut. Gerek
beyin cerrahisinden gerek ortopedi cerrahisinden, onlar klinik veri
toplama ve ihtiyaçların belirtilmesinde ve tasarım oluşturulmasında bize
destek sağlıyor. Son 3 yıldır seri üretime geçildi. Manisa Organize
Sanayi Bölgesindeki tesisimizde bu ürünlerin üretimlerini hacimli olarak
gerçekleştiriyoruz. Yurt içindeki operasyonlarda kullanıldığı gibi yurt
dışına da ihracat gerçekleştiriyoruz. Daha önce dünyadaki birçok ülkede
benzer gerçekleştirilen bir ürünü ihraç etmeye çalışırken sadece global
pazarda da bu ürünü bizim oluşturabilmemiz ve kliniklerden güzel
sonuçlar gelmesi bu ürünün ihracatını daha kolay yapmamızı sağlıyor. Bu
da bizim müşteri portföyümüzün kısa sürede artmasına ve ürün
kayıtlarımızın daha kolay gerçekleşmesini sağlıyor." dedi.
Dünyanın dört bir yanına ihracat
Üretimlerini bugün dünyanın farklı noktalarına ihraç ettiklerini
kaydeden Tülü, "Avrupa'da Almanya, İtalya, Belçika, İspanya, Yunanistan,
Moldova, Ukrayna gibi ülkelere, Güney Amerika'da Meksika, Kolombiya,
Panama gibi ülkelere ihracat gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Orta
Doğu'da da Irak, İran gibi ülkelerde de mevcut müşterilerimiz var. Bu
ihracat ülkenin cari açığının azalmasını sağlıyor. Bu zamana kadar tarz
dinamik sistemlerinin ithalatı gerçekleştiriliyordu. Şu anda biz bunu
kendi ülkemizde kendi genç beyinlerimizin ve tecrübeye sahip
hocalarımızla birlikte gerçekleştirip dövizin ülkede kalmasını
sağlıyoruz. Bir tık daha öteye giderek mevcut portföyümüze ilgili
fuarlara katılarak bunları yurt dışına ihraç etmeye başladık. Zamanla
artarak hızlıca ilerliyor bu satışımız. AR-GE'den seri imalata kadar
olan süreçte tamamen yüzde yüz yerli sermayenin desteğiyle
gerçekleştirdik. Metrosan?da da tamamen yerli ve milli sermaye olarak
bunu ön planda tutuyoruz. Kendimizle bu konuda gurur duyuyoruz. Yerli ve
milli bir sermaye ile üretip bunu yurt dışına ihraç ediyor olmamız
bizim için kıvanç duyulacak bir durum" şeklinde konuştu.
Kategori : Teknoloji
Tarih : 9/12/2020 09:22
Hit : 325