Siyasi mücadele tarihimizin zahmet ve külfet dönemlerinde adı sanı duyulmayan, ehliyetsiz ve liyakatsiz birçok insanın şu anda milletvekili aday adayı olma yarışında en öne çıkmalarına hayret ediyorum.

Dün piyasada olmayan ve bu yolda bir damla alın teri ve gözyaşı bulunmayan insanların şimdi utanmadan, sıkılmadan hangi yüzle, hangi hakla, hangi mantıkla meydanlara atılıp "Ben de bu milletin vekili olmak istiyorum" deme yüzsüzlüklerini ise şaşıyorum.

Baskılar, hapisler, sürgünler, zulümler yağmur gibi insanımızın üstüne yağdığında bu sahte kahramanlara "Hangi mağarada, hangi kuytu köşede, hangi çatının altında gizlendiniz o zaman" diye sorulmalı.

Külfet döneminde toz ol, bin bir türlü bahanelerin arkasına saklan, göze görünme, zalimlerin ve despotların karşısında takla üstüne takla at, nimet döneminde hiçbir şey olmamış gibi en öne geç, kimseye yol verme, benden iyisi yok de! Kargadan başka kuş tanıma! Nerede bu yoğurdun bolluğu?

Milletin vekili demek; o milletin dinini, namusunu, ahlak ve maneviyatını, ülkesini, hak ve hukukunu savunmak üzere milletten emanet almış insan demektir. Politika bezirgânlarının veya şehir derebeylerinin makam ve mevkii için, şan ve şöhret için, ihale ve iş takibi için seçtiği kuklalar değil.

Emanete ihanet edebilecek, ehliyet ve liyakatten yosun insanları milletvekili seçerseniz, yakın tarihimizde birçok kötü örneğini gördüğümüz gibi daha sonra birçok Brütüsün sırtınızdan hançerlemesine de hazır olmanız gerekir.

Size yakın olanları dışlar ve görmemezlikten gelir, size uzak olanları kendinize yakınlaştırmak için öne çıkarmaya çalışırsanız dostlarınızdan uzaklaşır ve onları kaybeder, dost olarak kazanmak istediklerinizden de bir hayır göremezsiniz. Tarih bu gibiler için en iyi ayna değil mi?

Milletvekili aday adaylarının meşhur ve nüfuz sahibi olmak, zengin ve fazla maaş almak, gösteriş veya bu millete hizmet etmek için mi ortaya çıktıkları iyice araştırmak, daha sonra onların içinden en liyakatli ve ehliyetli olanları vekil seçmek her vatandaş için bir vebal ve sorumluluktur.

Türkiyecin tarihi bir dönemece girdiği bir zamanda kelleyi koltuğa alamayan, kefenini yanında bulunduramayan insanların milletvekili olarak seçilmesi bu ülkeye yapılacak en büyük ihanettir.

Batılılar ve onların Türkiyedeki taşeronları AK Parti hükümetini düşürmek, Türkiyenin yükselişi önlemek için ortak bir cephe halinde ortalığı iyice gerecekler ve iktidarı işlemez hale getirecekleri gün gibi ortadadır. Muhalefetin kaba kuvvet ve ortalığı karıştırıp anarşi çıkarmaktan başka çıkar bir yolu kalmamıştır.

Şimdiye kadar olduğu ve bundan sonra da olacağı gibi bunlar batıya bağlı, vesayetçi, despot, diktatör, baskıcı eski Türkiyeyi geri getirmek için şer güçlerle birlikte hareket edeceklerdir.

Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Bu seçimde "Yeni Türkiyenin" millete dayanan yeni bir anayasa yapacak milletvekili sayısına ulaşması şarttır. Ancak bu ortak değerlerin gölgesinde özlenen ve beklenen huzur ve kardeşliğe, birlik ve beraberliğe ulaşılacaktır. TBMM'nin ehliyetsiz ve liyakatsız, korkak ve pısırık, çıkarcı ve menfaatçi, kendi değerlerimize yabancı vekillerle doldurulması ancak düşmanlarımızın gücüne güç katacaktır.

Meclise gönderilen milletvekilleri ne kadar vizyon sahibi, ehliyetli ve liyakatli, dürüst ve ahlaklı, idealist ve samimi insanlardan oluşursa, Türkiyenin bugünleri ve yarınları da o oranda güçlü ve parlak olacaktır.

Ey millet! Hırsızı uğursuzu, ahlaksızı namussuzu, cahili cühelayı, din ve medeniyetimizin düşmanlarını milletvekili olarak seçip meclise gönderirsen, o zaman başına gelecek bela ve musibetlerin de sorumlusu sadece kendin olacağını unutma!

Haber7


Arif  ALTUNBAŞ

arfltnbs@hotmail.com