Havaların soğuması, gri ve yağmurlu günlerin artmasıyla birlikte çevremizden sık sık şu cümleleri duymaya başlıyoruz:
“Hiç enerjim yok.”
“Yataktan çıkmak istemiyorum.”
“İçim kararıyor.”
“Depresyondayım galiba.”
Peki gerçekten depresyonda mıyız, yoksa mevsim değişiminin doğal bir sonucunu mu yaşıyoruz?
Güneşli havalar serotonin salgısını artırarak bizi daha enerjik ve daha keyifli hissettirir. Buna karşılık, kapalı günlerde güneş ışığından uzak kalmamız olumsuz duyguları artırabilir. Ancak bu durum tek başına depresyon anlamına gelmez.
Bir duruma depresyon diyebilmemiz için belirtilerin en az iki hafta devam etmesi ve bunun yanında başka kriterlerin de eşlik etmesi gerekir. Kişinin çökkün bir ruh halinde olması, umutsuzluk ve çaresizlik hislerinin yoğunlaşması, öz bakımın belirgin biçimde azalması ve ölüm düşüncelerinin ortaya çıkması gibi ciddi belirtiler söz konusudur.
Bir de maskeli (örtük) depresyon vardır. Bu kişiler dışarıdan gayet iyi ve neşeli görünür; ancak yalnız kaldıklarında yoğun bir boşluk ve çökkünlük yaşayabilirler. “Hiçbir şeyi yoktu, çok neşeliydi” denilen birçok kişinin yaşadığı durum budur.
Sonuç olarak, evet: hava soğudu, günler kısaldı ve çoğumuz kendimizi daha isteksiz hissediyoruz. Fakat bunu hemen depresyon olarak etiketlemek yerine mevsimsel geçişin yarattığı doğal ruh hali dalgalanmaları olarak görmek daha sağlıklı olacaktır.
Bu dönemde neler yapabilirsiniz?
- Perdelerinizi açık tutun ve gün ışığından yararlanın.
- Keyif aldığınız aktivitelere zaman ayırın.
- Beslenmenize dikkat edin; gerekirse takviyelerden yararlanın.
- Negatif düşünce eğiliminde olan kişilerle fazla vakit geçirmeyin.
- Kendinize karşı daha anlayışlı olun.
Bir yaz insanı olarak, hepimiz için bu kışın sağlıkla ve mümkün olduğunca keyifle geçmesini; sıcak günlere yeniden kavuşmayı diliyorum.
Instagram: @uzm.psk.senabayarlar
e-posta: psk.senabayarlar@gmail.com