Manisa'da yapılan deprem tatbikatı hakkında da açıklamalarda bulunan Başkan Besim Dutlulu, "Öncelikle eski evlerimizi yenilememiz gerekiyor. Çünkü bu konuların tamamı birer simülasyondan ibaret. Gerçekte ne olacağını ancak yaşandığında görebiliriz. Belki 6.6 büyüklüğündeki bir depremde 40 bin kişi hayatını kaybedecek, belki de kimse zarar görmeyecek. Bu, tamamen teknik detaylara bağlı. Depremin yerden ne kadar yüksekten geleceği, fay hattının uzunluğu gibi çok fazla ayrıntı var. Ancak devletin bu konuda çalışma yapması son derece önemli ve kıymetli. Bu tür çalışmalara saygı duyuyorum, emeği geçenlerin ellerine sağlık. Bizim yapmamız gereken şey, mümkün olduğunca fazla evi yenileyebilmek. Bu noktada vatandaşımıza da büyük görev düşüyor. Fakat onları da anlamak lazım. Çünkü şu anda faiz oranları çok yüksek. Böyle bir ekonomik ortamda kimse kolay kolay evini yenileyemiyor. 10 yıl önce, ekonomi daha iyiyken bankalar çok uygun faizlerle, uzun vadeli kentsel dönüşüm kredileri veriyordu. Şimdi bu imkânlar ortadan kalktı. Evini yenilemek isteyenler inanılmaz maliyetlerle karşı karşıya. Bu süreçte sadece Büyükşehir Belediyesi veya ilçe belediyeleri değil, bakanlıkla birlikte tüm kurumların el ele vermesi gerekiyor. Sorunu ancak birlikte çözebiliriz. Biz elimizden geleni yapacağız. Yeni yatırımlarda sağlam konutlar üretmeyi planlıyoruz. Ayrıca TOKİ ile iş birliğini artırmamız gerekiyor. TOKİ’nin Manisa’da daha aktif hale gelmesi için uygun alanları belirleyebiliriz. Şunu da açıkça söyleyeyim: 1/5000’lik plandaki genişleme alanları, daha çok lüks konutların artmasına yönelik bir proje. Oysa bizim TOKİ ya da belediye eliyle orta ve alt gelir grubunun ulaşabileceği sosyal konutlar üretmemiz gerekiyor. Bu da gündemimizde. Yeni konutlar yapacağız ama bu konutları satmak yerine, ihtiyaç sahiplerine uygun fiyatlarla kiralamayı planlıyoruz. Çünkü şu anda “uygun fiyatlı” dediğimiz evler bile 3-4 milyon lira bandında. Böyle bir evi krediyle almak neredeyse imkânsız. 30-40 bin liralık aylık kredi ödemesi gerekiyor ki bu birçok vatandaşın maaşına denk geliyor. Bunun yerine Avrupa’daki örneklere benzer şekilde sosyal konut kiralama sistemleri oluşturabiliriz. Örneğin vatandaşın maaşı 40 bin liraysa, 5 bin veya 10 bin lira civarında kira ödeyebileceği sosyal siteler yapılabilir. Eğer vatandaşın maaşı yükselirse veya daha iyi bir işe girerse, belediye bu konutu başka ihtiyaç sahibine devredebilir. Avrupa’da bu sistem uzun süredir uygulanıyor. Biz de buna benzer modeller üzerinde çalışıyoruz. Tabi bu noktada en önemli etken ekonomi. Ekonomik istikrar olmadan yeni konut üretmek kolay değil. Biz imar konusunda üzerimize düşeni yapacağız. Devletimiz de faizleri düşürür, bu tür projeleri ülke genelinde yaygınlaştırırsa çok daha başarılı oluruz. 'Yarısı bizden' gibi projeler son derece doğru adımlar, ancak bunların sadece İstanbul’da değil, tüm Türkiye’de uygulanması gerekiyor. Çünkü Manisa da bir deprem bölgesi. Hatay’da yaşananları gördük. Konya bile zaman zaman deprem yaşıyor. Dolayısıyla en acil ihtiyacımız, eski evlerimizi hızlı bir şekilde yenilemek. Deprem olduktan sonra yapılan çalışmalar elbette önemli. Bizler de bu konuda hazırlık yapıyoruz; çadır, konteyner ve barınma alanları oluşturuyoruz. Ancak asıl önemli olan, deprem öncesinde alınacak tedbirlerle can kaybını ve hasarı en aza indirmektir" şeklinde konuştu.





