Bir hayalin gerçek olması, çoğu zaman çizdiğimiz haritayla aynı rotayı izlemez. Doğunun sınıra yakın küçük bir kasabasında, Amerika–Irak Savaşı’nı televizyondan canlı takip eden bir çocuk olarak tek bir hayalim vardı: savaş muhabiri olmak. Haber peşinde koşan, gerçeğin izini süren, cesur bir gazeteci… Üniversite sınavına kadar en büyük hayalim buydu.

Ama hayatın koşulları, ailelerin “Çocuğum daha iyi olsun.” kaygısı ve kaçınılmaz yönlendirmeler beni bambaşka bir koltuğa oturttu. Bugün bir psikoloğum. İlk bakışta bu, bir vazgeçiş gibi görünebilir ama ben öyle düşünmüyorum. Çünkü insan, hayalinden kolay kolay vazgeçmiyor. Hayal, bazen şekil değiştirerek yine karşına çıkıyor.

Ben işimi severek yapıyorum. Her gün birinin hayatına dokunabilmek, birilerinin yükünü hafifletebilmek bana büyük mutluluk veriyor. Bir gazeteci gerçeğin peşinde koşarken ben de insan ruhunun saklı kalmış gerçeklerini keşfediyorum. Sahada patlayan bombaları göremedim belki ama danışanlarımın iç dünyasındaki çatışmalarına tanıklık ediyorum. İkisinde de ortak olan şey aynı: gerçekle yüzleşmek cesareti.

Bu köşede, çocukluk hayalimle bugünkü mesleğimi birleştirmek için varım. Yazarken hem gözlemlerimi aktaracağım hem psikolojinin penceresinden hayatı yorumlayacağım , aynı zamanda umut vermeye de çalışacağım.

Sorularınız, merak ettikleriniz ya da paylaşmak istedikleriniz olursa bana Instagram’dan (@uzm.psk.senabayarlar) veya e-posta ile ( [email protected] ) ulaşabilirsiniz.

O halde, hoş geldiniz diyelim mi? Hayatın içinde ne varsa gelin, birlikte konuşalım.