Manisa’nın sabahı, Spil Dağı’ndan başlar. Havalar da ısınınca ruhunuzu serinleten, huzur veren bir doğa ile yaşamak Manisa’nın en büyük şansı bence. Yamaçlarından süzülen esintiler, çam kokusu ve huzur veren havasının ardında bir yalnız hikâyesi var; Niobe. Tanrıların lanetlediği, çocuklarını kaybeden ve sonunda ağlaya ağlaya taşa dönüşen kadın. Herkes onun hikâyesini bilirdi, ama dağın daha sessiz bir kahramanı var: Manisa Tarzanı.

Manisalılardan dinlediğim, sonra da hakkında yazılanları okuduğum hikâyeler, rivayetler ve gerçek yaşanmışlıklar arasında Manisa’nın belki de en etkileyici hikâyesiydi Spil Dağı, Manisa Tarzanı ve Niobe…

“Gerçek adı Ahmet Bedevi olan bu adam, savaş sonrası her şeyini geride bırakıp Manisa’ya yerleşmişti. Sessizdi, sade yaşardı. Ama elleriyle diktikleri, yüreğiyle büyüttükleri vardı. Her sabah, Spil Dağı’nın yamaçlarına çıkar, dağın çıplak yerlerine fidanlar dikerdi. Şehirde insanlar işe giderken, o dağa giderdi. Omzunda bir çuval tohum, yanında bir kürek; ama en çok da içinde inatla yeşeren bir umut.” Diye anlatılır Manisa Tarzanı.

Spil dağının eteklerinde Manisa Tarzanı ile Niobe karşılaşmış mıdır? Acısından taşa dönüşen bir kadının hikâyesi ne kadar acı ise Tarzan’ın umut yeşerten çabası ile Spil Dağı, Taş bir kadının gözyaşlarıyla, bir adamın suskun sevgisini birleştirdi. Hem acının hem umudun taşıyıcısı oldu.

Bu dağ, şehzadeleri de beklemiş. Osmanlı döneminde Manisa'ya gelen her genç şehzade, Manisa’nın Spil dağı eteklerinde yürürken sanki dağ onlara fısıldamış gibi: dağ gibi ol, dimdik ama sabırlı.

Yıllar geçti, çağlar değişti. Spil’in zirvesine artık doğa yürüyüşçüleri çıkıyor. Dağın rüzgârı artık yorgun ruhları serinletiyor, kekik kokuları insanları sarhoş ediyor. Ama hâlâ bir sır taşıyor Spil: Ne kadar tırmanırsan tırman, hiçbir zirve seni insanlığından uzaklaştırmamalı.

Gün batarken, dağın gölgesi Manisa’nın üstüne usulca düşer. Niobe’nin gözyaşları bu sefer yağmurla karışır toprağa. Ve dağ bir kez daha konuşmadan anlatır: geçmişin yükü, bugünün sabrıyla taşınır.

Bugün Spil Dağı’na çıkarsanız, belki bir fidan daha görürsünüz yeni yeşermiş. Kim bilir, belki o sabah Niobe ağlamamış, Tarzan gülümsemiştir...

Hikâyelerle, anılarla yaşattığımız Manisa’nın mihenk taşlarına selam olsun…